Çalışan Deneyimini İyileştirmek İçin Yeni Nesil Fikirler
Şirketlerin en önemli parçalarından biri hiç şüphesiz çalışanlarıdır. Ticarette genellikle müşteri memnuniyeti ön planda tutulsa da bunu sağlamanın yolu aslında çalışanlardan geçiyor. Müşteri deneyimi konusunda çağ atlamış şirketler de çalışanlarına sunduğu imkânlar ile sıkça gündeme geliyor. Fakat çalışanların talepleri her dönem aynı kalmıyor.
Çalışan grubun önemli bir kısmını Y kuşağı oluştururken Z kuşağı da yavaş yavaş iş dünyasına adım atıyor. Dolayısıyla yeni nesil çalışanların deneyimini iyileştirmek için yeni nesil yöntemler gerekiyor. Peki, çalışan deneyimi nedir ve nasıl iyileştirilir?
Çalışan Deneyimi Nedir?
Çalışan deneyimi; bir şirketin çalışanlarına kazandırdığı değerler ve temas noktaları, iletişim ve etkileşimler sonucunda çalışanda oluşan algının toplamını ifade eder. “Employee experience” ya da kısaca EX olarak da bilinen çalışan deneyimi, personelin çalıştığı şirketi her açıdan değerlendirmesinin bir sonucudur. İş hayatındaki fiziksel, ruhsal, duygusal, sosyal, maddi ve manevi tüm deneyimler çalışan deneyimine dahil edilebilir.
Çalışan Deneyimini İyileştirmenin Faydaları
Çalışan deneyimini iyileştirmek, sadece çalışanlar için faydalı bir eylem değildir. Dünya devi şirketlerin “mutlu müşteriler için mutlu çalışanlar” gibi mottolar benimsemesi bu durum için güzel bir örnektir. Çalışanlar, müşteriler ile şirket arasındaki köprü olduğundan çalışanlar için faydalı olan her girişim, şirket için iki kat daha faydalıdır. Çalışan deneyimini iyileştirmenin faydalarını şöyle sıralayabiliriz:
- Çalışan bağlılığına katkı sağlar.
- Bağlılığı artan çalışanların devamsızlık eğilimi azalır.
- İşe gelme motivasyonu artar ve verimlilik kaybı yaşanmaz.
- Şartları iyileştirilmiş çalışanlar daha üretken ve verimli çalışır.
- Beceri kullanımını doğrudan etkileyen mutluluğun artması, iş kalitesinin artmasına yardımcı olur.
- Müşterilerle daha iyi ilişkiler ve daha etkili iletişim kurulur.
- Verimliliğin, iş kalitesinin ve müşteri ilişkilerinin iyileşmesine bağlı olarak şirketin kazancı artar.
Çalışan deneyimini iyileştirmek, doğrudan ve dolaylı yoldan birçok fayda getirir. Peki, çalışan deneyimini iyileştirmek için yeni nesil fikirler nelerdir?
Çalışan Deneyimini İyileştirmenin Yolları
Bilindiği üzere çalışanların maaş dışında da birçok talebi olur. Yaşam kalitesini yüksek tutabilecek seviyede bir maaş elbette olmazsa olmazlardan biri. Fakat yeni nesil çalışanlar için daha önemli detaylar da var. Çalışanlar; yöneticiler ve liderlerle rahat iletişim kurabilmek, geri bildirimler verebilmek ve talepler için aksiyon alındığını görmek istiyor. Şimdi, çalışan deneyimini iyileştirebilecek teknoloji ve insan odaklı yöntemlere göz atalım:
Anonim Online Anketler
.jpg)
Anket, çalışan deneyimini iyileştirmek için kullanılan geleneksel bir yöntem. Fakat çok etkili bir yöntem olduğu için hiçbir zaman eskimiyor. Çalışanların geri bildirim verebileceği, taleplerini ve şikâyetlerini iletebileceği bir alan yaratmak oldukça önemli. Dijitalleşme sayesinde bu alanı online ortamda yaratabilirsiniz. Çalışanlara anonim olma hakkı vermeniz ise anketlerin daha gerçekçi ve şeffaf bir şekilde doldurulmasını sağlar.
Şirket İçi Sosyal Platform
Yeni nesil yazılımlar arasında, çalışan deneyimini merkeze alanlar da var. Bunlardan biri, şirket içi sosyal platform yazılımları. Çalışanlar anonim ya da açık isim kullanarak tweet atar gibi şikâyetlerini ve taleplerini bu platformlar üzerinden paylaşabiliyor. Buna ek olarak iş deneyimleri, yeni proje fikirleri ve benzeri konular için de bu platformlar oldukça kullanışlı.
Şirket içi sosyal platformlarla birlikte gelen özel hayat ile iş hayatını sosyal medyada da ayırabilme özgürlüğünü ise çalışan deneyimi artıran en önemli detay olarak gösterebiliriz.
Design Thinking (Tasarım Odaklı Düşünme)
Çalışan deneyimine yönelik çalışmaların doğru aşamalardan geçmemesi ve sonuca ulaştırılmaması, çalışanları olumsuz etkileyen bir durum. Bu durum karşısında çalışanlar, problemlerini dile getirmekten kaçınmaya başlar. Dolayısıyla motivasyon ve verimlilik düşer. Buna çözüm üretmenin yolu ise “design thinking” yani tasarım odaklı düşünmeden geçiyor.
Design thinking, aslında kullanıcı odaklı ürünler üretebilmek için geliştirilmiş bir yöntem. Fakat insan odaklı olan bu yaklaşım, insan kaynakları ekipleri tarafından çalışanlara uyarlanmış durumda. Tasarım odaklı düşünme, 6 adımda problemi çözmeye odaklanıyor. Bu adımlar ise şöyle:
- Empati: Çalışanlarınızın ihtiyaçlarını araştırın.
- Tanımlama: Çalışanlarınızın sorunlarını ve motivasyonlarını belirleyin.
- Geliştirme: İlk iki aşamada edindiğiniz bilgiler doğrultusunda çözüm odaklı fikirler üretin.
- Prototipleme: Fikirlerinizi hayata geçirebilecek çözüm önerileri geliştirin.
- Test Etme: Çözümleri hayata geçirerek çalışanlarınız üzerindeki etkisini test edin.
- Değerlendirme: Çalışanlarınızdan geri bildirimler alarak çözümlerin verimini değerlendirin. Verimsiz yönleri geliştirerek süreci yineleyin.
Metaverse’te Çalışmaya İlk Adım
Metaverse teknolojisi, gelişiminden bu yana birçok yeni nesil tartışmanın konusu oldu. Bu konulardan biri de iş hayatı. Henüz Metaverse evreninde çalışmak gibi bir durum söz konusu olmasa da remote (uzaktan) çalışmak, bu evrene atılan ilk adım olarak kabul ediliyor. Remote çalışma modeli uzun zamandır uygulamada. Özellikle pandemi döneminde artış gösterdi ve bu modele geçen şirketlerin önemli bir kısmı ofise geri dönmedi.
Çalışanlar, uzaktan da yapılabilecek işler için ofise gitmeye pek sıcak bakmıyor. Hazırlık, yolculuk, eve dönüş gibi süreçlerin kaybettirdiği zaman ve işlerin tamamlanmasına rağmen ofisten çıkmak için mesainin bitmesini beklemek, çalışan deneyimini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle eğer şirketiniz remote çalışmaya uygunsa çalışanlarınıza bu imkânı vermeniz gerekiyor.
Remote çalışmanın bir sonraki evresi ise giyilebilir teknoloji donanımları aracılığıyla Metaverse gibi sanal bir ortamda daha gerçekçi bir iş deneyimi yaşamak olacak gibi görünüyor.
İş Hayatında Wellbeing
İş yeri ve ofislerin yeni trendi olan wellbeing, Türkçede “esenlik, zindelik” gibi anlamlara geliyor. Ama iş hayatında daha geniş kapsamlı bir anlamı var. Çalışanlar sadece fiziksel konforla yetinmiyor. Fiziksel, psikolojik, sosyal, duygusal ve diğer tüm yönlerden daha iyi olmak istiyor.
İş hayatında wellbeing, bu çok yönlü iyiliği ifade ediyor. Çalışanların yaşam kalitesini artıracak wellbeing odaklı adımlar atmak ise çalışan deneyimini iyileştirmek için oldukça etkili.
Yeni Nesil Yan Haklar
Çalışanlara yan haklar vermek, iş dünyasının belki de en eski uygulamalarından biri. Fakat çalışanların yaşam kalitesini artırıcı etkisinden dolayı bu uygulamadan hiçbir zaman vazgeçilmiyor. Günümüzde ise bu yan hakları biraz güncellemek gerekiyor. Yeni nesil ihtiyaçlardan dolayı çalışanlara esnek yan haklar vermek, şirketler için kaçınılmaz hâle gelmiş durumda.
Yol, yemek, tamamlayıcı sağlık sigortası, ücretli izin gibi birçok standart yan hak mevcut. Bunları esnek hâle getirmek ise sizin elinizde. Örneğin psikolojik açıdan kendini iyi hissetmeyenler için özel izinler verebilir, oyunlaştırılmış deneyimlerle çalışanlarınızı ödüllendirebilir ya da yan hakları dijitalleştirerek verebilirsiniz.
Hem dijital hem de esnek bir yan hak olarak yemek kartlarını gösterebiliriz. Plastik bir kart hâlindeki ve sınırlı kullanım alanına sahip yemek kartlarının modası geçmiş gibi görünüyor. Bunun yerine çalışanlarınıza tamamen dijital TokenFlex yemek kartı verebilirsiniz.
TokenFlex, mobil ve temassız ödeme yapma imkânıyla dijitallik sunuyor. TokenFlex kullanıcıları, mobil uygulamayı açıp ekrandaki QR kodu okutarak çok hızlı bir şekilde ödeme yapabiliyor. Restoranlarla birlikte yerel marketlerde de geçmesi ve aynı anda iki telefonda kullanılabilmesi ise çalışanlara esneklik sağlıyor. Kısaca TokenFlex’i, çalışan deneyimini iyileştirmek için rahatlıkla kullanabilirsiniz.
